8 Mart 2012

Fhror ve Tror

Merkhill, Fhror ve Tror'un karşıdan geldiklerini görünce, dayanamayıp gülümsedi. Cüceler aleminde, bu ikisinden çok birbirini seven ama aynı zamanda geçinemeyen başka iki kardeş tanımıyordu. Cüceler, insanlar ve elflerden fiziki kuvvet ve dayanıklılık açısından oldukça güçlü olsalar da, zekaları önemli ölçüde azdı. İtişe kakışa karşıdan geldiklerini gördükçe, gülümsemesi arttı.

Kadim zamanlardı. Hayatların tesadüflerle değil, kehanetlerle belirlendiği zamanlar. Bir bebek doğar doğmaz köyün şifacısına götürülürdü. Şifacı, biliverirdi bebeğin gelecekte ne olacağını, neye yönlendirilmesi gerektiğini. Fhror ve Tror, en büyük maden şehri Amon Duir'in yapılışı zamanında doğmuşlardı. Cücelerin, insanlar ve elflere nazaran daha yavaş nefes alıyor olmaları, ölümsüz olmasalar bile onlara uzun bir hayat sunuyor, ortalama bir cüce hayatı 250-300 sene sürüyordu. Bilinen tek kadın cüce olan Ruim, köyün şifacısı, Fhror ve Tror'u ilk gördüğünde anlamıştı. Amon Duir'in kaderi bu iki kardeşe bağlıydı. Ancak kehanet pusluydu, iki farklı gelecek yazılmıştı ve kehanetin yol ayrımı insan elf karışımı bir bebeğin ellerindeydi.

Nice zaman sonra, batı topraklarından gelen ve cüceleri göreve çağıran bir haber ile, pus hafifçe aralandı. Bahsi geçen bebek Aericti, elfler ve insanların anlaşabildiği tek konu ise bebeğin tarafsız bir şehirde, Amon Duir'de yetiştirilmesiydi. Mallorien'in kuruluşunun yankıları süre dursun, Amon Duir, kendini vazifesine hazırlamakta gecikmekdi. Çalışkan cüceler, kısa sürede, Aeric ve eğiticileri için barınaklar yapmışlar, şehrin ağır kapılarını ağır rünlerle donatmışlar,savunma sistemini fiziki ve büyülü olmak üzere geliştirmişlerdi. Bebeğin ileride kullanacağı kılıcı da Amon Duir'in altındaki platin cevherinden çıkarılan madenlerden dövülmüş ve kutsanmıştı.

Fhror ve Tror, bir sabah aldıkları mektupla kendilerini ne olduğu konusunda hiçbir fikirlerinin bulunmadığı Mallorien'in cüce temsilcileri olarak bulmuşlar, açıkçası bundan da pek hoşlanmamışlardı. Kaderleri Amon Duir'i korumak ve kurtarmaktı. Bebek bakıcılığı fikrinden hoşlanmadıkları gibi, şehirde yarı insan yarı elf zırıltılı bir bebek bulunması düşüncesi bile diğer cüceler ile birlikte gerilmelerine sebep oluyordu. Yıllar hızla akıp giderken, bir şaheser sayılan Amon Duir'in de düşmanları artıyordu. Şehire yapılan irili ufaklı saldırılar başarıyla atlatılsa da, doğuda yükselen karanlık endişe vericiydi. Karanlığın ise tek bir hedefi vardı. Amon Duir'i düşürmek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder