26 Ocak 2010

Taşada'dan kaçış

Destinae bebeği kundağına sarar sarmaz, gölgelerin arasına gizlenerek eve geldi. Hazırlanmaya başladı. Burada artık kalamazdı. Bu bebeğin hem büyütülmesi, hem saklanması, hem de eğitilmesi gerekiyordu. Taşada'nın yerlileri şüpheci ve müsamahasızdılar. Önceden kararlaştırıldığı üzere, Destinae bebeği de alarak evini terk edecekti.

Hızını azaltmaması için az eşya alması gerekiyordu. Aslında o kadar uzun düşünmüştü ki bu konu üzerinde, neyi alacağını ve nerede bulacağını biliyordu. Mutfaktan başlamaya karar verdi. Bebeği yolculuk sırasında kolayca besleyebilmek için yaptığı tüpü, süt peksimetlerini bir torbaya doldurdu. Kehanet koruyucusu olduğundan beri geliştirdiği araç gereçlerden biriydi süt peksimetleri. Tarifini bir sır gibi saklasa da, bilinen şuydu, bir miktar öğütülmüş pirincin içerisine keçi sütünü yedirdikten sonra, oluşan lapayı kurumaya bırakıyordu. Bu peksimetleri daha sonra suda çözmek mümkündü. Yıllardır, Destinae bıkmadan usanmadan yapmıştı bu peksimetlerden.

Hemen yatak odasına koştu. Aeric için dikilmiş giysilerden, sonbahar şartlarına uyanları aldı. Önünde 23 gün sürecek bir yolculuk vardı. Bebeğin karanlıktan olduğu kadar, soğuktan da korunması gerekiyordu. Kendine ait bir kaç kişisel eşyayı da çantasına doldurduktan sonra, aynanın arkasındaki dolaba yöneldi. Dolabı açınca, karşısında neredeyse doğduğundan beri aşina olduğu, belki de hayatındaki en önemli varlığını gördü. Gri Esinti. Asası.

Bakıldığında normal bir sopadan farkı yokmuş gibi görünse de, yanına yaklaşanlar, üstünde kadim elf lisanının rünlerini kolaylıkla seçebilirlerdi. Kullanılmadığı zamanlarda rünler, belli belirsiz bir hal alırken, Destinae'nin elinde, mavi, parlak bir alevle yanıyormuş gibi görünürlerdi. Yeryüzünde, bilinen en güçlü asaydı ki, en güçlü büyücünün elinde olması, gücünü pekiştiriyordu.

Ahırdan gelen seslere kulak verdi. Kalima, siyah kısrağı sabırsızlanıyordu. Destinae, kısrağın önsezilerine her zaman hayran olmuştu. Karanlık büyüdüğünden beri, köyün tavernasına gelen, hiç de tekin görünmeyen insanların sayısı hayli fazlalaşmıştı. Bir kısmı, demir işleri için Destinae'ye uğrarlardı. Böyle durumlarda, Kalima huzursuzlanır, çitin arkasından olmadık sesler çıkartarak kişnerdi. Kalima sayesinde, Destinae iyice korkulması gereken bir cadı olarak tanınıyordu.

Bir kaç parça eşyasını daha aldı, evine son kez baktı. Bir daha geri dönmeyeceğini biliyordu, kapının demirini takmaya gerek görmedi. İşi düşen köylülere güzel bir sürpriz olacaktı. Kalima'nın eğerini yerleştirdi. Her zaman nazlanıp itiraz eden kısrak, bu sefer daha boyun eğer duruyordu. Bebeği, boynuna astığı kundağın içine dikkatlice yerleştirdi. Kalima, çiftlikten bir ok gibi fırlarken, Destinae karanlığın ötesini görmeye çalışıyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder